Hakkımızda

Deniz tarafında bulunan Molla Çelebi Camii, küçük bir külliye görünümünde. 1589 yılında Mimar Sinan tarafından yapılmış. Camii, Mimar Sinan’ın altıgen şemalı camileri arasında yer alıyor.

İstanbul’un fethinin hemen sonrasında Galata’da yerleşik özellikle Latin (çoğunlukla Ceneviz ve Venedik) kökenli nüfusun gerek kıyı boyunca, gerekse yamaçlara doğru gelişmesine mani olmak amacıyla Galata Surları’nın Boğaz yönüne Tophane, Haliç yönüne Tersane gibi iki askeri tesisle, günümüz Galatasaray bölgesine acemi oğlanları için bir kışla inşa ettirilir. Bu gelişim bölgelerinin denetim altına alınmasını takiben, yamaçlara ve vadi tabanlarına doğru olan yerleşimin Müslümanlaştırılması ve yeni gelecek göçlerin Müslüman asıllı olması arzulanarak, özellikle Sultan II. Bayezıd (1481-1512) dönemi boyunca bu alanlara bazı tekkelerin yerleşmesi (Tophane Karabaş ve Galata Mevlevihanesi) sağlanır ve küçük boyutlu mescitlere inşa edilir.

Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde bu yere, Beyoğlu bölgesi ile Suriçi’nin irtibatını sağlayan iskelelerin bulunduğu noktalar (Azapkapı/Tophane/Fındıklı) ile yeni iskâna açılan alanlara anıtsal nitelikli Cuma camileri inşa edilmeye başlanır. Tümü de Mimar Sinan tarafından inşa edilen bu camilerin ilki, bugünküne nazaran daha küçük ölçekli de olsa H. 940/1533-34 tarihli Güzelce Kasımpaşa Camii’dir. Daha sonraları sırasıyla H. 963/1555-56 tarihli Beşiktaş Sinanpaşa Camii, H.967/1559-60 tarihli Şehzade Cihangir Camii, H. 981/1573-74 tarihli Piyale Paşa Camii, H. 985/1577-78 tarihli Azapkapı Sokullu Mehmed Paşa Camii, H. 988/1580-81 tarihli Tophane Kılıç Ali Paşa Camii ve son olarak H. 990/1582-83 tarihli Fındıklı Molla Çelebi Camii’dir.

XV. yüzyılın ortalarından XVI. yüzyıl sonlarına kadar sürdürülen bu bilinçli iskân politikası ne yazık ki uzun süredir görmezden gelinmiş ve İstanbul’un geçmişte kendi bildiğine gelişmiş olduğu varsayılmıştır. Küçük ölçekli birer külliye şeklinde inşa edilen bu anıtsal yapıların inşaatlarının Hassa Mimarları Ocağı tarafından organize edilmeleri, sarayın bu oluşumu bilinçli bir şekilde yönettiğini açıkça göstermektedir.

H.990 tarihinde tamamlanarak ibadete açılan Fındıklı Molla Çelebi Camii, Sultan II. Selim (1566-74) ve Sultan III. Murad (1574-95) dönemlerinde birçok kere Bursa ve İstanbul kadılığı görevinde bulunup, bir dönemde Anadolu Kazaskerliği yapan Vusuli Mehmed Efendi (Hubba Mollası: Ölümü 23 Mayıs 1590) tarafından yaptırılır. Fındıklı İskelesi yanında; cami, çifte hamam ve sıbyan mektebinden oluşan bu yapılar topluluğu, büyük ölçüde 1950’li yılların son çeyreğindeki yol genişletme çalışmalarının kurbanı olur ve hamamı yıkılır.

18.90 x 16.40 metrelik bir alanı kaplayan harim ve 11.80 metre çapındaki kubbesi ile
altıgen şemaya göre planlanan, tek minareli caminin son cemaat yeri, 1723 ve 1724 yıllarında art arda çıkan iki yangın sonucu harap olduğu için çöker. 1822 tarihinde ahşap direkli olarak yeniden yapılan bu bölüm, 1958 tarihinde beş gözlü, kurşun örtülü bir revak ile tamamlanarak klasik biçim ve görünümüne kavuşturulur. Mihrap ekseninde yer alan kapıyla harime giriş sağlanan yapı, denize doğru dikdörtgene yakın bir mekân oluşturmaktadır. Harimin üstünü örten kasnaklı kubbe, kuzeyde ikisi kolon, diğer dördü duvarların içine yerleştirilmiş payeler halinde olan altı taşıyıcıya oturmaktadır. Yapının iç mekânı, ana kubbeye geçişi sağlayan dört yarım kubbe ve pandantiflerle örtülmüştür.

Denize doğru çıkıntı yapan mihrap bölümü ise mukarnaslarla geçişi sağlanan bir yarım kubbe ile kapatılmıştır. Beden duvarları çift sıralı pencereye sahip olup, alt kat pencereleri sivri hafifletme kemerleri ile dikdörtgen olarak, üst kat pencereleri ise sivri kemerli olarak inşa edilmiştir. Kubbe kasnağı çevresi ile köşelerdeki yarım kubbelerde de birer pencere bulunmaktadır. Alçı mihrabı çok sade olup, mukarnaslı bir yaşmak ile zenginleştirilmiştir. Ahşap minberi ise ampir özellikler göstermekte olup, daha sonraki bir dönemde yapılmış olmalıdır. Giriş bölümünün üstünde duvar ve iki kolona oturan küçük bir ahşap kadınlar mahfili bulunmaktadır. Yapının girişe göre solunda ise tek şerefeli zarif minaresi yer alır. 1999 depreminde zarar gören bu minare, 2001 yılında yeniden yapılmıştır.

Alt sıradaki pencerelerin üstleri, üst sıradaki pencerelerin çevreleri, yarım kubbeler, pandantifler ve ana kubbenin içi bitkisel süslemeler ile bezenmiştir. Kırmızı, mavi, sarı, filizi ve nefti renklerin kullanıldığı bu süslemeler yapı içine ayrı bir canlılık kazandırmaktadır. Kapı ve pencere kanatları ile üst bölüm pencerelerinde bulunan revzenlerin orijinal yapıya ait olmadığı, son restorasyon sırasında yapıldığı bilinmektedir.

Yapının batısında daha sonraki zamanlarda bir hazire oluşmuştur. Günümüzde hazirede on altı adet kitabeli kabir mevcuttur. Sadrazam Koca Yusuf Paşa’nın H.1261/1786-87 tarihinde son cemaat yerinin önünde yaptırdığı ve iki yanında birer sebil olan çeşme, 1957 tarihinde sökülerek Kabataş’ta set altına taşınmıştır.

Eski adıyla Molla Çelebi Hamamı olarak bilinen bir çifte hamamı (erkek ve kadınlara ait ayrı bölümleri olan), Mimar Sinan’ın Ayasofya Meydanı’ndaki Haseki Hürrem Hamamı’nın daha küçük bir örneği idi. Özellikle erkekler kısmının ahşap soğukluk yapısı görkemli bir konağı andıran bu yapının, giriş kapısı üzerindeki altı satırlık kitabesinde 1561 tarihi okunmaktaydı. Ne yazık ki, daha önceki bir tarihte yıkılan Sıbyan mektebi ile ilgili herhangi bir belgeye ulaşmak ise mümkün olamamıştır.

Boğaziçi’nin kıyı boyunu süsleyen bu güzel yapının çevresindeki konut iskânı günümüzde maalesef büyük ölçüde azalmış bulunmaktadır. Bu nedenle vakit namazları için oldukça azalan cemaatine karşılık, hayatımızı renklendiren bu yapılara gereken önem ve özeni vermek, zaman zaman camiyi ziyaret edip, XVI. yüzyıldan günümüze erişen bu yapılardan ders almak gerekir.Bir dönemin şehir oluşumuna öncülük eden bu yapıların, yalnızca bir ibadet yeri olarak değil, önceden planlanan bir iskân politikası sonucu yaptırıldıklarına da unutmamamız gerekir.

Etiketler

Galeriler

Yorumlar - 0

Yorum Yap ve Değerlendir

Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekmektedir.
Giriş Yap veya Kayıt Ol

Çalışma Saatleri :

Şu anda açık
  • Pazartesi 08:00 - 22:00
  • Salı 08:00 - 22:00
  • Çarşamba 08:00 - 22:00
  • Perşembe 08:00 - 22:00
  • Cuma 08:00 - 22:00
  • Cumartesi 08:00 - 22:00
  • Pazar 08:00 - 22:00

Bu senin işletmen mi?

Bilgilerinin güncel olmasını sağla. Lütfen yeni müşteri bulmak için ücretsiz araçlarımızı kullan. SAHİPLEN