Hakkımızda

 

İstanbul’un fethinin hemen sonrasında Galata bölgesinin eski iskân alanının dışında, surların Doğu Kapısı önünde bir top döküm alanı tesis edilir. Bu tesisin tamamlanmasından kısa süre sonra da bu kapı “Porta delle Bombarde” adı ile anılmaya başlanır. Bu arada Yeni Saray’ın (Topkapı Sarayı) yapımı sırasında Tursun Bey’in sarayın Tophane’ye baktığından söz ettiğini de hatırlatmak isteriz. Muhtemelen Galata’da yerleşik Levanten nüfusun kıyı boyunca yayılmaması için kurulan bu tesisin basitçe kurulan bir top dökümhanesi ile teknelerin yanaşması için yapılmış büyükçe bir iskeleden ibaret olduğu sanılmaktadır. Evliya Çelebi, Fatih Sultan Mehmed’in (1451-81) bu alanda ağaçlar içinde derli toplu bir tophane inşa ettirdiğini, Sultan II. Bayezıd’ın ise (1481-1512) bu tesisi genişletip, odalar ilave ettiğinden bahis eder. Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre Kanuni Sultan Süleyman (1520-66) atalarının yaptırtığı bu yapıları yıkarak, yeniden bir tophane inşa ettirir. Denizden 100 adım uzakta yamacın eteğinde, dört tarafı 40 arşın (takriben 28 metre) uzunluğunda duvarlarla çevrili bu yapının çatısı balıksırtı padavra (ince tahta) örtülüdür. Dökümcüler binasına bitişik, denize yakın bir alanda ise Fatih Sultan Mehmed, Sultan II. Bayezıd ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde inşa edilen ve giriş kapısının üzerinde bir Hünkar Köşkü bulunan Topçu Odaları yer almaktadır. Matrakçı Nasuh’un 1537 tarihli Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân isimli albümünde, Galata surları dışında, sahilde kurşun kaplı çatısı ile yüksek bir bina, sekiz adet çeşitli boyutta top ve padavra ile örtülü, üç fenerli Tophane Binası görülmektedir.

Bu dönemde Tophane bölgesine Arabacılar Kârhanesi Mescidi ile Tophane Ocağı Mescidi adıyla iki de cami yaptırılır. Çeşitli tarihlerde pek çok kere yanan bu yapılar zaman içinde tekrar tekrar inşa edilirler. Bu yapılardan, Sultan III. Selim dönemindeki yenilenmesinden sonra Câmi-i Meştâ-yı Gerdûnekeşân adı ile anılacak olan Arabacılar Kârhanesi Mescidi Sultan II. Mahmud tarafından yeniden yaptırılır. Ancak H.1225 /1810-11 tarihinde yapılan bu mescid de kısa süre sonra 1823 yılındaki yangında yanar. Yerine günümüzde Tophane sahilini süslemekte olan ve şehrin Rumeli yakasındaki ilk selâtin camii olan Nusretiye Camii yapılır. Tophane Ocağı Mescidi de sık sık meydana gelen yangınlardan nasibi alır ve pek çok kere yeniden yapılır. Son olarak1956 tarihinde yapılan istimlak sırasında yıkılır ve arsası yola katılır.

Tophane’yi oluşturan bazı ahşap binalar H. 1132/1720-21 tarihinde çıkan yangın sonrası hasar gördüğü için H. 1136/1723-24 tarihinde büyük bir su sarnıcı inşa ettirilir. Sarnıcın inşası için Topçubaşı İbrahim Ağa görevlendirilmiştir. Aynı yıl padişahların Tophane’yi ziyaretleri sırasında istirahat etmeleri amacıyla bir kasır da inşa edilir. Devrin tarihçilerinin “Kasr-ı Havernak” benzeri dedikleri bu kasır için bir de tarih düşülür:

Kıble-i iclâl kasr-ı ma’delet
Hak mubarek eyleye Han Ahmed’e.

H. 1158/1745-46 tarihinde Sultan I. Mahmud (1730-54) döneminde tüm Tophane yapıları, Topçubaşı ve aynı zamanda mimar olan Mustafa Ağa’nın yaptığı proje ve nezaretinde yapılan binalar ile yenilenir ve bugünkü şekliyle beş kubbeli olarak yeniden inşa edilir. Bu yeni yapının en eski görüntülerinden birini Hollandalı ressam J.B. Vanmour’un (1671-1737) bir tablosunda seyretmekteyiz. Bu yapıya ait bir diğer görüntü ise Clara Mayer’in 1794 tarihli tablosunda karşımıza çıkmaktadır.

Tophane tesisleri Sultan III. Mustafa (1757-73) döneminden itibaren çeşitli kereler hızlı bir değişim geçirir ve çeşitli yapılarla genişletilir. Örneğin 1790 yılında İstanbul’u ziyaret eden Fransız vatandaşı bir doktor olan Olivier, Tophane avlusunda üç sıra anfiteatr şeklinde çok güzel kışlalar inşa edilmekte olduğunu söylemektedir. 24 Şubat 1823 günü meydana gelen Firuzağa Yangını’nda Topçu ve Arabacılar Kışlası büyük oranda zarar görür. Sultan II. Mahmud (1808-39) tarafından Top Arabacıları Kışlası ve dökümhanelerin yanı sıra bir de kâgir buhar makinehanesi ile deniz kıyısına yakın bir bölgeye malzeme ambarları inşa edilir. 1843 yılında Zeytinburnu Demir Fabrikası’nın faaliyete geçmesi ile birlikte top ve ağır silahlar bu fabrikada dökülmeye başlanır; bu tarihten sonra Tophane tesisleri daha ziyade tüfek ve top arabası gibi savaş araçlarının yapımı için kullanılır olur.

1847 yılında Sultan Abdülmecid döneminde büyük bir marangozhane kurulur. Burada yüzyılın başından beri ithal edilen sahrâ topları için lazım gelen taşıtlar, toparlaklar ve top kundakları ile mühimmat ve sıhhiye arabaları yapılmaktadır. 1863 yangınında Topçubaşı binası yanar ve Sultan Abdülaziz (1861-76) tarafından yanan binanın yeri ile Topçu Mektebi arsasının bir bölümü birleştirilerek, 1956 istimlakı sırasında yıkılacak olan Tophane Müşirliği Binası inşa ettirilir. 1867 tarihli Devlet Salnamesi’nde Tophâne-i Âmire yapıları Top dökümhanesi, buhar makinehanesi, marangozhane, demirhane, çarkhane, saraç atölyesi, nakkaş atölyesi, alethane, terzihane, avadanlıkhane, mastarhane, kılıçhane, tüfenkhane, sandık ve model atölyesi olarak sıralanmaktadır. Bu dönemde daha önceleri talim alanı olarak kullanılan ve denize yakın bir bölümünde Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan bir kule bulunan geniş alan, denize doğru doldurulur. Bu nedenle, muhtemelen sancak kulesi olarak yaptırılan ve daha sonra üzerine saat takılması nedeniyle saat kulesi olarak adlandırılan yapı kıyıdan uzaklaşmış olur. Vakanüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Şubat 1828 tarihli bir kaydında Sultan II. Mahmud’un nümune amacıyla Ortaköy, Kuzguncuk, Rumelihisarı, Çakalburun ve Yuşa Tepesi zirvesine birer bayrak kulesi dikilmesini istediğinden bahis eder. 1851 tarihli Donanma Geçit Töreni’ni gösteren bir çizimde Ortaköy’deki kule net bir şekilde görülürse de, Tophane Kulesi çizilmemiştir. Buna karşılık 1854 tarihli Robertson fotoğrafında bayrak kulesi görülmektedir. Anlaşılan 1851-54 tarihleri arasında sancak-bayrak kulesi olarak yapılan bu yapı daha sonraları üzerine saat takıldığı için saat kulesi olarak bilinmektedir.

Muhtemelen aynı tarihlerde, 1841’de İngiliz Büyükelçiliği Binası’nın yapımı için İstanbul’a gelen İngiliz mimar William James Smith tarafından bir de kasır inşa edilir. Kuzey-güney doğrultusunda, denize paralel 10x22 metre ebadında olan kâgir yapı iki katlıdır. Yapının esas cephesi, girişin bulunduğu denize doğru olan eski meydan cephesidir. Bugün caddeden görülen, bir bölümü yükselen yol seviyesinin altında kalan arka cephesidir.

Birinci Dünya Savaşı sonrası önemini yitiren bu tesis ve onu oluşturan yapılar zamanla terk edilerek harap olmaya başlar ve zaman zaman çeşitli amaçlar için kullanılmaya başlanır. Bir dönem sahil kesiminde yer alan bazı bölümleri ithal arabalar için montaj atölyesi olarak kullanılır. 1956 tarihini takip eden yıllar içinde kışlaların arta kalan kısımları ile Tophane Müşirliği Binası, Meclis-i Mebusan Caddesi’nin genişletilmesi amacıyla yıkılır ve günümüze yanlızca beş kubbeli dökümhane binası ile onun doğusunda yer alan tek kubbeli yapı kalır. Tophane tesislerinin deniz bölümüne ise 1958 tarihinde liman tesisleri ve antrepolar inşa edilir. Böylelikle beşyüz yıla yakın süredir varlığını sürdürmekte olan ve XV. yüzyılı ikinci yarısı ile XVI. yüzyılın ilk yarısında dünyanın en büyük ve en nitelikli toplarının döküldüğü, İstanbul’un ilk sanayi tesislerinden biri de tarihe karışmış olur.

Tophâne-i Âmire Binası 1956’dan sonra Askerî Müze olarak kullanılmak amacıyla yeniden düzenlenmeye çalışılsa da, depo alarak kullanılmaktan öteye bir gelişme görülmez. 1972 yılından itibaren restorasyon amacıyla boşaltılarak onarıma başlanırsa da büyük harcamalar gerektirdiğinden bu onarım da tamamlanamaz. 1992’de Mimar Sinan Üniversitesi’ne tahsis edilen yapıda zaman zaman sanatsal etkinlikler düzenlenmektedir.

Etiketler

Galeriler

Yorumlar - 0

Yorum Yap ve Değerlendir

Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekmektedir.
Giriş Yap veya Kayıt Ol

Çalışma Saatleri :

Şu anda açık
  • Pazartesi 08:00 - 22:00
  • Salı 08:00 - 22:00
  • Çarşamba 08:00 - 22:00
  • Perşembe 08:00 - 22:00
  • Cuma 08:00 - 22:00
  • Cumartesi 08:00 - 22:00
  • Pazar 08:00 - 22:00

Bu senin işletmen mi?

Bilgilerinin güncel olmasını sağla. Lütfen yeni müşteri bulmak için ücretsiz araçlarımızı kullan. SAHİPLEN