Biz Dünyalık grup olarak yıllardan beri hayatı birlikte paylaşmış, yaşadığımız çağa karşı sorumluluk hisseden bir grup arkadaşız.İçinde bulunduğumuz çağın adil olmayan ekonomik, kültürel, sosyal koşulları ve doğanın hızla bozulan ekolojik dengeleri bizleri tüm bunlara karşı bir duruşa zorladı.Artık doğayı, insan sağlığını ve hayvan haklarını hiçe sayan gıda ürünlerinin tüketilmesine karşı bir tavır almamız gerektiğini düşündüğümüzden dolayı, ülke insanlarının kolay kolay ulaşamayacağı organik ürünleri ülkeye getirmeye karar verdik. Bu nedenle de hem üretim koşullarının hem de ticaret sonucunda elde edilen gelirlerin etik ve adil koşullarda oluştuğu, dünya kolektiflerinin ürünlerini ülkemiz insanları ile buluşturmaya karar verdik.Zapatista kahve, bu anlamı ile savunduğumuz ve inandığımız tüm ilkelere uygun organik bir bio üründür. Bu ürünleri ülkemize getirirken de ticaret yapılırken de “Başka türlü bir dünya”’ olabileceğini de göstermek istedik. İnanıyoruz ki, bu dünyayı insanların sosyal ve ekonomik haklarının çiğnenmediği, hayatı paylaşarak ve dayanışmayla yaşayan insanların ürettiği ürünlerle doldurmak mümkün.Sattığımız ürünler ihtiyaçlarımızı karşılarken aynı zamanda yüreklerimizi de ısıtıp ruhumuza da huzur verebilir.Umarız Zapatista kahve, içimizi ısıttığı gibi ruhlarımızı da aynı sıcaklıkla sarar.

3. NESİL KAHVECİLİK

Birinci dalga kahve akımı 19. Yüz yılda Amerikan kahve kültüründe başlamıştır. Bugün iyi bildiğimiz dondurulmuş kahvelerin ya da eski dönemlerde Amerika’da iyi bilinen (Folgers) kahve markası insanlara tanıtılmıştır.Birinci dalga kahve akımı ve tüketimi; dondurulmuş, ticari, sütlü, kremalı ve şekerli yani güne başlangıç içeceği tarzında hazır paket halindeki kahvelerdir. İkinci Dalga Kahve Akımı 1960’ların sonlarına doğru California’ lı bir kahve kavurucusu olan Alfred Peet’ in işe biraz daha zanaat olarak bakmasıyla başlıyor. Bu bakış açısıyla kahvenin kaynağı,doğru kavrulması ve harmanlanması gibi noktalara dikkat çekiliyor. Aslen Hollandalı olan Peet, Amerikalılara kahve içmeyi öğreten Hollandalı olarak nam salmıştır.Peet’in yarattığı devrim Strabucks’ ın ortaya çıkmasında önemli rol alıyor. Çünkü Strabucks’ ın kurucuları Peet’ten kahve kavurma tekniklerini öğrenip ardından markayı yaratıyorlar. Kahveyi hazırlayan ve sunan kişiler olan Baristalar ortak paydada buluşup kahveciliğin artizan boyutuna yavaş yavaş geçerken; kahveleri, köklerini ve kavurma yöntemlerini araştırmaya başlıyorlar. Tüm bu gelişmeler sonucunda ikinci dalga kahve akımı da başlamış oluyor. Espresso yaygınlaşıp hak ettiği ilgiyi görmeye başlarken kahve kalitesinde de bir artış görülüyor.İkinci kahve akımıyla birlikte kahveden keyif almak, espresso bazlı içecekler ve farklı kahveleri ülke kahvelerine göre tercih etmek, aromalı latteler ve frappachino gibi kahveler ön plana çıkıyor.Hem Amerika hem de Avrupa’ da açılan kahve dükkanları kahve tüketicilerinin algılarında farklılık yaratırken, bir yandan da ilk dalganın etkisiyle hala değişmeyen bazı özellikleri de üzerinde taşıyordu. Pek çok yerde hala daha gravür, dondurulmuş, krema ve krem şanti ile yapılan kahvelerin tüketimi devam ediyordu. Ve Üçüncü Dalga Kahve Akımı… Yüksek kalite kahve üretimine yönelik şuan ki adımı ifade eder. Kahvenin buğday gibi ticari bir mal yerine tıpkı şarap ve viski gibi zanaatkar elinden çıkmış bir besin maddesi olarak değerlendirildiği bu akım; üretimin bütün sürecini (yetiştiricilik, hasat,işleme vb.) kapsamaktadır. Üçüncü dalgada, kahve çekirdeğinin tarla çıkışından itibaren fincana gelene kadar ki aşaması önemlidir. Kahve tat ve sunumuyla bir gurme, gusto kalitesine bürünür.Şuan ki kahve kültüründe üreticiler ile bu işin ticaretin yapan firma ya da kişiler ile beraber çekirdek kavurucuları arasında iletişimi güçlendirmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır.Üçüncü dalga kahve akımı kahvenin artık aşçılık sanatlarına dahil edildiği ve en yüksek seviyede taktir toplamaya başladığı dönemdir. Bu akım aynı zamanda insanların kahve çekirdeğinin sahip olduğu aromaların çekirdek tiplerinin yetiştiği bölgeye ve toplayan insanlara kadar her türlü bilgiye ulaşılmasını mümkün kılmaktadır. Üçüncü dalga kültürü “directtrader” olarak geçen çiftliklerden çekirdeklerin doğrudan satılma yolunu, nitelikli ve ayrı ayrı bölgelerden gelen çekirdeklerin (singleorigin) farklı demleme yöntemleri ile aromaları ön plana çıkartmak için daha açık kavurmayı ve latte art sanatlarını destekler.Bununla beraber damlatma yöntemleri, vakumla filtreleme yöntemi ya da fotoğraflarda görmeye alıştığımız musluklu ve çıplak portafiltreleri kullanmaya teşvik eder. Bu durum Kahve Sanatına duyulan saygıyı arttırmaya yönelik ilerlemektedir.Nitelikli kahve nedir? Kahvede özellikli, nitelikli kavruluş, ilk olarak 1970’lerde Enna Kanutsen tarafından kullanılmıştır. Kahveyi daha açık ve doğru şekilde kavurmanın, kahve çekirdeğinin sahip olduğu aromaları daha çok ortaya çıkardığı anlaşılmıştır. Bu aromatikler kahvenin yetiştiği mikro iklim, coğrafya ve toprak özellikleriyle yakından ilgilidir. Kahveyi daha açık kavurma fikri ilk zamanlarda her ne kadar az fire vermesi için yapılsa da daha sonra fark ediliyor ki lezzette oldukça kaliteli bir fark oluşturuyor ve aslında koyu kavrulan kahvelerin bir noktadan sonra tat olarak birbirine benzemeye başladıkları anlaşılıyor. Böylece üçüncü dalga kahve denilen bu akım ortaya çıkmış oluyor.Üçüncü dalga; kahveye saygı duymak ve takdir etmek, şarap, müzik ya da sanat gibi yaklaşmak, yöreler, çekirdekten bardağa kadar olan süreci öğrenme isteği olarak da özetlenebilir.

ORGANiK TARIM VE BiO ÜRÜN

Organik tarım ve bio ürün nedir? Organik tarım ve organik tarımla üretilen ürünler, özel ve farklı tekniklerle yetiştirilen ürünlerdir. – BIP ürünler, sanayi bölgelerinden uzak özel çiftliklerde yetiştirilirler. Bu çiftliklerin havası ve toprağı sürekli kontrol altındadır. – Gübre olarak doğal gübre kullanılır. – Sulamada kullanılan su, her aşamada denetlenen bir sudur. – Ürünlerin yetiştirilmesinde hiçbir şekilde kimyasal ilaç kullanılmaz. Tarlaları böcek ve benzeri zararlı maddeler sardığında o zararlı maddeleri yiyen ve yokeden başka zararsız böcekler tarlaya salınır. – Ürünlerin yetiştirilmesinde hormon kesinlikle kullanılmaz. Organik tarımla yetiştirilmiş BIO ürünler, hormonsuz ürünlerdir. – Ürünler besin değerleri açısından en uygun zamanlarda toplanır. – Ürünün BIO olup olmadığını anlamanın tek yolu ürün etiketinin üzerine bakmaktır. Etiketin üzerinde BIO yazmıyorsa o ürün kesinlikle organik tarımla yetiştirilen BIO bir ürün değildir. – İthal edilen ürünlerin etiketlerinde BIO yazılabilmesi için BIO sertifikası gereklidir. BIO sertifikası, uluslar arası bağımsız bir denetim kurumu tarafındanverilir. Bu kurum organik tarımla üretim yapan tarlalarda, sürekli bir denetçi bulundurur ve tarlalarda kullanılan yöntemleri sürekli denetler.