Beyoğlu Sineması açılırken, diğer müstakil sinema salonlarından farklı bir yapıya sahiptir. Özellikle Beyoğlu’ndaki Elhamra, Emek ve Atlas gibi yurt dışındaki önemli sinema salonları örnek alınarak açılan, “hiçbir masraftan çekinilmeyen” büyük sinema mabedlerine nazaran daha çetrefilli bir süreçten geçilir.

Her şeyden önce Beyoğlu Sineması’nın olduğu Halep Pasajı’nın içerisi dükkânlarla doludur. Bu dükkânları birleştirerek burada bir sinema salonu yapmak masraflı, yoğun emek isteyen, mühendislik becerisi gerektiren bir şeydir.

Ancak Serter’in açıklamasında da fark edeceğiniz gibi Efes Filmcilik, Metropol Kültür Merkezi ve Denk Ajans aynı tutkuya sahiptir ve Halep Pasajı’nın içerisinde gerçekten de kimsenin tahmin etmediği büyülü bir atmosfer yaratacak bir düş şatosu inşa edilir.

On üç dükkânın birleştirilerek bir sinema salonuna dönüştürülmesi beş ay sürer. O dönemin en ileri teknolojisiyle sinema yapılır. Hatta bedensel engelli sinemaseverler için özel olarak hazırlanmış asansörü bile vardır.

Beyoğlu Sineması, 3.85x7 m. boyutlarında perdesi ve Dolby Stereo ses düzeniyle birlikte 291 koltuk kapasitesiyle hizmete başlar. Sinemanın bir diğer önemli özelliği, içerisinde sinema dergilerine ve kitaplarına ulaşılabilen bir kitapçının da olduğu geniş fuayesidir.

Bu şekilde açılan sinema kısa sürede Beyoğlu’nun moda mekânlarından birine dönüşür. İnsanlar Beyoğlu Sineması’na film izlemek kadar sohbet etmek ve sinemacılarla buluşmak için de gider. Oturmak için yer bulmanın zor olduğu, özellikle hafta sonlarında yönetmen, oyuncu ve sektörel misafirlere ev sahipliği yapan mekân, işletmecilerinin tutkusunu gelenlerle de paylaşarak hızla büyümektedir. Ta ki AVM devri başlayana dek